3 Mayıs 2009 Pazar

aşkın ayrılık şiiri


herkes gıbı oda arıyordu hayatında aşkı..
hayata olan aşkı.
ınsanlara olan aşkı..
ınanc aşkını ..
ruh eşini bulma aşkını..
hep aradı hep.. bıkmadan
deneyerek..
sonları hüsranla bitsede..
asitli gözyaşları döksede..
asla korkmadı denemekten.
arada sıkışsa da kalbi
hiç bir zaman yorulmadı
içindeki aşkı aşkları o kadar kuvvetliydi ki..
biliyordu ve inanıyordu ..
doğru kişiyi
doğru yerde bulacağını..
ve doğru yerde beklediğini (hayatta)
şuanki yer ..
bır otogardı
acaba dogru yermiydi bu seferki
yada doğru kişimiydi
hayatı iki şehir arasında bölünmüştü..
iki şehir de onun hayatıydı
otogarlar ise iki şehir arasında
yani iki hayatı arasındaki sınırları oluşturuyordu
işte tam burda görmüştü
ellerındeki cantaları düşürdü birden
elleriyle gözlerini ovaladı
dilini ısırdı
kendını cimcikledi
evet hüsranla biten bir aşkın sonunda
hüsransız olacak sonsuz olacak bir aşkmıydı bu seferki..
sanki yıllardır tanıyormuş gibi hissediyordu..
kalbının ritimleri bile nasıl atacagını şaşırmıştı ..
konuşmalıydı onla konusmalıydı bu sınırda
yolunu belirleyecek bu yerde..
fakat olmadı yapamadı sadece bakabildi
içinde bir den yeşeren büyüyen
aşkı n dalını uzatıyorum sana dercesine..
sonra ise ikiside gitmişlerdi kendi şehirlerine..
..kendıne kızmaya
aklına cesaretsızlıgıne
isyan etmeye başlamıştı
birşeyde başlamadan
böyle hüsranla bitermi!! die
uzun bir yolculuktan sonra
vardı
yaşar olduğu diğer hayat şehrine.
hep şehirlerine..
adlar takmak istemişti,
burası
başlangıç şehrim yani cennetim olsun
yok
yada
yolun sonu cehennemim olsun
yada aşk olsun bu şehrimin adı
her ocakta bir aşkım olsun.
aşkım
ocaklardaki elmas kadar değerli olsun
suç olmasın,
aşk-ım
yerlatında ölmeden yaşasın.
nefes alması için,
çatlaklar yaratmak zorunda kalmasın .
elleri kanamasın,
aşklarıyla birlikte romantikliğide
ocaklardan yeraltına sürülmesin
burası benim aşk şehrim olsun die düşündü..
yada hayır
burdaki insanlar
çürük bir meyve gibi
ve hepsi birbirine yasaklarmış gibi
ve hepside günah dolu
bu şehirde gidiş yok hiçbiryere
ne güneşe nede
ötedeki olan yıldızlara
yasak olmayan günahsız aşklara
hayır bu da değil
yada
burası
her an uyanabilecek bir devin kollarına sıkışmış bir şehir olsun
her an uyanacak
esneyecek
-agzını kapamadan-
sinirlendiğinde terleyecek
terlerini insanların üstüne damlatacak..
bir türlü karar veremiyordu ne demeliydi..
sehrine vardığı akşam
efkarlılığı yine rüzgar yardımıyla çıkmıştı
kalbinin üstüne
ve çökmüştü
evde yapcak bişey bulamayınca
dısarı cıktı
sahilde yürümek istiyordu canı
sigara içmek istedi birden
gitti bi paket sigara aldı
içinden ise bitane alarak
geri kalanını yolda gördüğü dilenciye verdi
ve sigarasını ise dilencinin ateşiyle yaktıktan
sonra uzaklaşarak
dalgın dalgın yürümeye başladı
hayatlarını karşılaştırıyor
özlemlerini düşünüyordu
en cokta özlemlerını dusunurken sıgarayı daha bı içine cekiordu
sankı özlemlerıne olan hasretlerı bıtcekmıs gıbı
ama ne hasretı bıttı nede özlemı
elındekı sıgarası cabucak bıtıvermıstı
etrafa bakındı sigara satan bir yer bir yer
yolun karşısında bır büfe gördü
büfeye geçmek için yolun kenarında beklerken önünden geçen minibüste
oturan biriyle gözgöze geliverdi
ve gözleri onu gördüğünde
birden
yarım kalan dalı uzattı
tutmasını umut ederek..
..bufeye gıderek sıgarasını alıp ve devam etti yürüyüşüne
bir hayal gördüğünü sanarak
..
ertesi gün
şehirde oyunlarının afişlerini dağıtırlarken
raslantısal olarak
afişini uzattığı kişinin
aşk-ının dalını uzattığı
perisi oldugunu gördü..
ve adını bıle sormaya fırsatı olmadı
sadece arkasından
"mutlaka gel olur mu"
diye seslendi
buarada kıza şiiirler yazmaya başlar sürekli..
ve oyun gunu
oyuna hazırlanırken kulıste sureklı aklında acaba gelıcekmı dıe sorular dolasmaktaydı..
sımdı ıcınde daha farklı heyecan vardı
bugunku oyunu ona oynayacaktı
onun ıcın oynayacaktı
sahne
ve perde
ve ışıklar
ve peri
eşsiz güzelliğiyle karşısındaydı
oynadı aşık olarak
dahada severek
dahada umutlanarak
dahada heycanlanarak
oyun bıtmıstı..
alkışlar
peri
perdeler
sönen ışıklar
oyun sonunda bırer kahve içerek sohbet ettiler
ceketının cebınden şiirler cıkardı sayfalarca
okuması için perisine verdi
her şiir onu dahada cok baglıyor
her şiir onu dahada cok asık edıyor
ve
her sıır uzatılan dalı kuvvetlendırıyordu
sonunu düşünmeden
belki yıne hüsranla bitcekti ama ne önemı vardıkı
suan ne hissettiği önemliydi
ve yıne bırgun kahve ıcmek ıcın
şiirleri vermek için buluştuklarında
peri şiirlerinin çok güzel olduğunu
ama ne yazıkki
aralarında aşkın yasanamayacagını
söyler..
şaşkınlık içerisinde ne diyecegını bılemez
perinin masadan kalkarak ayrılıp gıtmesıne bakakalır..
sessizce..
dalarak gözleri..
tek sıgınagı olan
şiirlerine döner
şirler yazar
şiirlerine anlatır
derdını
sevdasını
askını
yalnızlıgını
acısını
husranlarını
hayalkırıklıklarını
yalnız şimdi
aşk şiirleri yerine
ayrılık şiirleri yazmaya başlar
düşerken tutunduğu dalın kırıldığını anlar
aşk düşlerken aşktan düşmüştür
savaş vermek istese de
peride hiç bir elektrik yoktur
en ufak bir kıvılcım göremez
anlamıştı ki ayrılığın yaşanması için ille de aşk yaşamak gerekli değildi
çünkü aşk ayrılık karşısında bi piçtir..
ayrılığın anası aşk olsa da babası kim belli değildir.

''canan''

1 yorum:

Unknown dedi ki...

canan çok güzel bir şiir eline sağlık ne güzel yazmışsın. çok güzel bir blog olmuş arkadaşlar umarım çokça insana ulaşabilir yeni yazıları şiirleri karikatürleri merakla bekliyorum.